7. ARAF / 52Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | İman eden kavme rahmet olarak… huda ilmi üzre tafsilatlandırdığımız kitabı, elbette kat'iyyetle verdik! | وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلٰى عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ | .52 | 52 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
ci'nâhum Kök: CYeKelime: caeFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
kitâbin Kök: KTBKelime: kitabİsim, Eril Kelime Anlam:
fassalnâhu Kök: FS:LKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ilmin Kök: A:LMKelime: ilimİsim, Eril Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
huden Kök: H!DYKelime: hudaİsim, Eril Kelime Anlam: Doğruluk. Hidayeti, doğru olanı, yakışanı göstermek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rahmeten Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
kavmin Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
yu'minûne. Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek. | | | | |
Diğer Meal: Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik.
|
7. ARAF / 53Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | İllaki onun teviline mi nazar ediyorlar?
Tevil edildiği yevmde, önceden onu unutmuş olanlar derler ki:
"Rabbimizin Rasulleri kat'iyyetle bi-hakkın gelmişti!... artık, bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler?
Yahut redd edilir miyiz ki; amel etmiş olduklarımızdan gayrısını amel edelim?"
Kendi nefslerine kat'iyyetle hasar verdiler... ve iftira etmiş oldukları şeyler de kendilerinden dalalet etti. | هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا تَأْو۪يلَهُۜ يَوْمَ يَأْت۪ي تَأْو۪يلُهُ يَقُولُ الَّذ۪ينَ نَسُوهُ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَٓاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّۚ فَهَلْ لَنَا مِنْ شُفَعَٓاءَ فَيَشْفَعُوا لَـنَٓا اَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ الَّذ۪ي كُنَّا نَعْمَلُۜ قَدْ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ۟ | .53 | 53 |
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
yenzurûne Kök: NZ:RKelime: nazaraFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
te'vîlehu Kök: eVLKelime: tevilİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Zâhiren yakın mâna ve delil nakletmek sebebiyle başka mâna vermek. Bir nesneye redd ve irca' etmek. Döndürmek. Bazı müfessirlere göre; Bir âyet-i kerimenin mânasını bir nesneye irca' ile beyan etmektir. Bazılarına göre; "evvel" lâfzından alınmış olup kelâmı evveline sarf ve irca' eylemektir. Bazılarına göre de; hükümet ve siyaset mânasına olan "iyalet"den alınmıştır ki, te'vil eden kimse, zihin ve fikrini kelâmdaki sırrın tetebbuuna taslit etmekten ibarettir.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
ye'tî Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
te'vîluhu Kök: eVLKelime: tevilİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Zâhiren yakın mâna ve delil nakletmek sebebiyle başka mâna vermek. Bir nesneye redd ve irca' etmek. Döndürmek. Bazı müfessirlere göre; Bir âyet-i kerimenin mânasını bir nesneye irca' ile beyan etmektir. Bazılarına göre; "evvel" lâfzından alınmış olup kelâmı evveline sarf ve irca' eylemektir. Bazılarına göre de; hükümet ve siyaset mânasına olan "iyalet"den alınmıştır ki, te'vil eden kimse, zihin ve fikrini kelâmdaki sırrın tetebbuuna taslit etmekten ibarettir.
yekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
nesûhu Kök: NSYKelime: nesy ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Unutma, nisyan. Unutulmuş.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablu Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
câet Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
rusulu Kök: RSLKelime: rusulİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
rabbinâ Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hakkı Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
lenâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
şufeâe Kök: ŞFA:Kelime: şafiİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yeşfeû Kök: ŞFA:Kelime: şefeaFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
lenâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
nureddu Kök: RDDKelime: redd ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Geri döndürmek, kabul etmemek. Çevirmek, def etmek. Bir şeyin karşılığını icra etmek.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
na'mele Kök: A:MLKelime: amelFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
gayre Kök: G:YRKelime: gayrİsim, Eril Kelime Anlam: Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
kunnâ Kök: KVNKelime: kevnFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
na'melu Kök: A:MLKelime: amelFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
hasirû Kök: H:SRKelime: hasrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman
enfusehum Kök: NFSKelime: enfusİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
dalle Kök: D:LLKelime: dallFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Kendine özüne geri dönüş yolunda kaybolan. Kur'ân ve imân yolundan sapan. Sapkın. Şaşkın. Azan. Azıcı, azdırıcı. Dalalette olan.
anhum Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
yefterûne. Kök: FRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Onlar ise ancak, (“Görelim bakalım!” diyerek) Kur’an’ın bildirdiği sonucu (te’vilini) bekliyorlar. Onun bildirdiği sonuç gelip çattığı gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: “Gerçekten Rabbimizin peygamberleri hakkı getirmişler. Şimdi bizim için şefaatçılar var mı ki bize şefaat etseler veya (dünyaya) döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?” Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. (İlâh diye) uydurdukları (putlar) da onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
|
| Ayn Secavendi |
7. ARAF / 54Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak, semaları ve arzı altı yevmde halk eden ALLAH, sizin Rabbinizdir. Sonra arşa istiva etti.
O, gece ile kendisine hasis olarak talib olan gündüzü gışa eder.
Güneş ve kamer ve necmler, O'nun emrine musahhardır.
Değil mi ki... halk etmek ve emir O'nundur... Rabb-il alemin ALLAH bereketlidir! | اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثاًۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪ۜ اَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْاَمْرُۜ تَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ | .54 | 54 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
rabbekumu Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
halakas Kök: H:LK:Kelime: halkFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum.
semâvâti Kök: SMVKelime: semavatİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Gök yüzü. Asuman. Gök. / Her şeyin sakfı. / Gölgelik. Bulut ve emsali örtü. / İnsanda duygu merkesinin derinlikleri. İnsanın Allah ile irtibat kurduğu nokta.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
arda Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
sitteti Kök: STTKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
eyyâmin Kök: YVMKelime: eyyamİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
stevâ Kök: SVYKelime: istivaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Müsavi oluş. Temasül. İ'tidal, istikamet ve karar. Kemalin sâbit olması. Kaba kuşluk zamanı. Yükselmek, yüksek olmak. Üstün olmak. İstila eylemek.
alel Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
arşı Kök: A:RŞKelime: arş ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bağ çardağı. Gölgelik. Kürsü, taht, yüce makam. En yüksek gök. Fevkiyyet, ulviyyet.
yugşîl Kök: G:ŞVKelime: gaşyFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bayılma, kendinden geçme.
leylen Kök: LYLKelime: leylİsim, Eril Kelime Anlam:
nehêre Kök: NH!RKelime: neharİsim, Eril Kelime Anlam: Fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar olan aydınlık. Gündüz. Toy kuşunun yavrusu.
yatlubuhu Kök: T:LBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hasîsen Kök: HS!S!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
veş Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
şemse Kök: ŞMSKelime: şemsİsim, Dişil Kelime Anlam:
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kamere Kök: K:MRKelime: kamerİsim, Eril Kelime Anlam: Ay. Ay ışığında uyumayıp uyanık durmak.
ven Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nucûme Kök: NCMKelime: nucumİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yıldız. Kabak ve hıyar gibi yayvan (sapsız) nebat. Kur'an-ı Kerim'in her defa inzal edildiği kısım. Ceste ceste, kısım kısım oluş. Kur'an-ı Kerim'in her defa inzal edildiği kısım. Belirli olan vakit. Belirli vakitte yapılan vazife. Huk: Bir borcun taksitlerini ödemek için hulül eden muayyen borç.
musehharâtin Kök: SH:RKelime: musahharİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Teshir edilmiş. Ele geçirilmiş. Fethedilmiş. İstenilen hâle konulmuş. Birine bağlanmış. Kelime Anlam: Fetih ve teshir olmuş, ele geçirilmiş. Zaptedilmiş. İtaat ve hizmete alınmış.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
emrihi Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
lehul Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
halku Kök: H:LK:Kelime: halakİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Kelime Anlam: Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibdâ' eylemek. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek. Halk, toplum.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emru Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
tebâreka Kök: BRKKelime: barek ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bolluk, çoğalma, artma. Bereket. Mubarek.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
rabbul Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
âlemîne. Kök: A:LMKelime: aleminİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kümülatif ilmin, halıktan mahluka ikramında, cüzlere, parçalara evrilmeden önce ki külliyeti. / Cihan, kâinat. Dünya. Her şey. / Cemaat. Halk. Cemiyet. / Dehr. / Hususi hal ve keyfiyet. / Bir güneş ile ona tabi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği daire. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.
|
7. ARAF / 55Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | Tazarru ederek ve hafi olarak Rabbinizi davet edin.
Muhakkak ki O, mutedlere muhabbet duymaz. | اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعاً وَخُفْيَةًۜ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَۚ | .55 | 55 |
ud'û Kök: DA:VKelime: davaFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: ✦ Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
✦ Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
✦ İnat. Ayak diremek.
✦ Çağırma. Ziyafet.
✦ Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
✦ Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.
rabbekum Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
tedarruan Kök: D:RA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hufyeten Kök: H:FYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yuhıbbul Kök: HBBKelime: habbFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Tane, çekirdek. Tohum. / Yuvarlak olarak hazırlanmış ilaç, hap. / Buğday tanesi veya buna benzer tohum. / Sivilce. / İhtiyaç. Parça. Dirhemin 1/48 kadarı.
mu'tedîne. Kök: A:DVKelime: mutediİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Koşmak. Hızla ilerlemek (özellikle at ve deve gibi binekler için kullanılır ve saldırganlık içerir).
✦ Düşmanlık etmek. Haddi aşmak. Saldırmak. Zalim.
✦ Hazırlamak. Yayılmak. Salgın hastalığın hızla yayılması.
✦ Uzaklık, mesafe (hem konum için hem de ilişkiler için). Kelime Anlam: ✦ Sesini yükselten.
✦ Haddini aşan, tecâvüz eden. Zâlim. | | | | |
Diğer Meal: Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.
|
7. ARAF / 56Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | Islah edildikten sonra arzda fesad çıkarmayın. Korku ve tama ile O'nu davet edin.
Muhakkak karib olan ALLAH'ın rahmetidir, muhsinlerden. | وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفاً وَطَمَعاًۜ اِنَّ رَحْمَتَ اللّٰهِ قَر۪يبٌ مِنَ الْمُحْسِن۪ينَ | .56 | 56 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tufsidû Kök: FSDKelime: ifsadFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bozmak. Azdırmak. Fesada uğratmak. Fitne salmak. Karıştırmak.
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
ardı Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
ba'de Kök: BA:DKelime: badeİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Zaman zarfıdır ve tehir ifade eder. / Sonra. İtibaren. / Zaman yada meakan olarak uzak, mesafeli. / Umulmadık. / Helak olmak.
ıslâhıhâ Kök: S:LHKelime: ıslahİsim, İF'AL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: İyileştirmek. Düzeltmek. Kusurları gidermek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
d'ûhu Kök: DA:VKelime: davaFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Emir Kelime Anlam: ✦ Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
✦ Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
✦ İnat. Ayak diremek.
✦ Çağırma. Ziyafet.
✦ Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
✦ Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.
havfen Kök: H:VFKelime: havfİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tamaân Kök: T:MA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
rahmete Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
karîbun Kök: K:RBKelime: karibİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok yakın. En yakın. Yakında. / Yakın hısım.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
muhsinîne. Kök: HSNKelime: muhsinİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İhsan eden, iyilik eden. Kerim. Cömert. Allah'ı görür gibi O'na ibadet eden. | | | | |
Diğer Meal: Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.
|
7. ARAF / 57Sure Ayet Sayısı: 206 Kitap Sırası: 7 Nüzul Sırası: 39 Nüzul Yeri: MEKKE | O, rahmet elinin arasında, büşra olarak rihleri irsal edendir. Hatta, sikal sehabı azalttığında, onu mevt olmuş beldeye sevk ederiz... ve ardından onunla su inzal ederiz.
Ardından onunla bütün semerelerden ihrac ederiz. Böyledir!...
Mevt olanları ihrac edeceğiz... umulur ki tezekkür edersiniz. | وَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْراً بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰٓى اِذَٓا اَقَلَّتْ سَحَاباً ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَٓاءَ فَاَخْرَجْنَا بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ | .57 | 57 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
yursilur Kök: RSLKelime: irsalFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Taşımak. / Göndermek, gönderilmek, yollamak, getirmek, götürmek. / Havale kılma. Elçi gönderme. / Salıvermek. Kendi haline koymak. / Sürü sahibi olmak.
riyâha Kök: RVHKelime: riyahİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Rüzgar, yel. Koku. Hoş ve iyi şey. Sızı, romatizma. Mc: Galebe, kuvvet. Rahmet. Devlet.
buşren Kök: BŞRKelime: buşraİsim, Eril Kelime Anlam: Sevinç eseri. Müjde. Sevinçli, hayırlı haber. İncil'in bir ismi.
beyne Kök: BYNKelime: beynİsim, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
yedey Kök: YDYKelime: yedİsim, Dişil, İkil Kök Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi) Kelime Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi)
rahmetihi Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
hattâ Kök: harfKelime: hattaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e kadar, -a kadar.
Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zaman veya mekan olabilir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
ekallet Kök: K:LLKelime: ekall ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Daha az, en az, pek az. En küçük.
sehâben Kök: SHBKelime: sehabİsim, Eril Kök Anlam: Çekmek. Cezb etmek. Etki altına almak. Srüklemek. Şiddetle yemek ve içmek. Kelime Anlam: Bulut. Karanlık. Bulut gibi uçuşan böcekler. Cazibeye kapılanlar, sürüklenenler. Etki altında kalanlar.
sikâle Kök: S!K:LKelime: sikalİsim, Eril, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam:
suknâhu Kök: SVK:Kelime: sevkFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Sevk etmek. Sürmek. Yollamak, göndermek. Neticeye bağlamak.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
beledin Kök: BLDKelime: beledİsim, Eril Kelime Anlam: Memleket, şehir. Büyük köy. Yer, arz. Göğüs, sadır. İki kaş arasında kıl olmayıp açık olması.
meyyitin Kök: MVTKelime: meyyitİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi. Kelime Anlam: Ölü. Cansız. Ölmüş. Cenaze.
Cansız şeyler. Sürülmemiş topraklar. Sahibsiz yerler.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
enzelnâ Kök: NZLKelime: inzalFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
bihil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâe Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ahracnâ Kök: H:RCKelime: haraceFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman
bihî Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kuli Kök: KLLKelime: kulli ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Külle mensub. Cüz'iyat ve ferdlerden meydana gelmiş olan. Umumi, bütün. Çok, ziyade, fazla.
semerâti Kök: S!MRKelime: semereİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Meyve. Yemiş. Verim. Netice. Fayda. Kâr.
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
nuhricul Kök: H:RCKelime: haraceFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman
mevtâ Kök: MVTKelime: mevtaİsim, Çoğul Kök Anlam: Dünya yaşantısının yüklediği görevlerden paydos olma hali. Gövdeli yaşantının bitmesi. Kelime Anlam: Ölü. Cansız. Ölmüş. Cenaze.
Cansız şeyler. Sürülmemiş topraklar. Sahibsiz yerler.
leallekum Kök: harfKelime: lealleKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Umulurki ümit ediyorum manasina gelir. Terecci yani beklenti harfidir. “Belki, umulur ki” manalarına gelir. Olması muhtemel şeyler için kullanılır.
tezekkerûne. Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, TEFA'UL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak. | | | | |
Diğer Meal: O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.
|